Üye Girişi
ATB BİLGİ PANELİ
Mobil Linkler
ETKİNLİK TAKVİMİ
BORSAVİZYON
Borsavizyon Dergisi
ANKET
Memnuniyet Anketi
Üye Memnuniyet Anketi
SERTİFİKALAR
LİNKLER
Bakan Eker, buğday müdahale alım fiyatını açıkladı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2015 yılı için Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayın müdahale alım fiyatının ton başına 862 TL olarak belirlendiğini açıkladı.

“2015 Uluslararası Toprak Yılı” yılı kapsamında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe katılan Bakan Eker, çiftçilere seslendi.

Etkinlikte konuşan Eker, “Hayatın kaynağı toprak, topraktan geldik ve toprağa döneceğiz” dedi. Toprakla ilgili yeryüzünde insanın idrak etmesi gereken toprakla ilgili bilgi sahibi olması gereken bir durumla karşı karşıya kalındığını belirten Eker, “Toprak bize sadece beslenmemizi, yaşamımızı sağlayan gıda maddelerini üretmekle kalmıyor, yerkürenin, üzerinde yaşadığımız gezegenin bütün hayatını koruyan, geliştiren, muhafaza eden topraktır. Biz şehirlere geldikçe, şehir hayatının içerisinde maalesef toprakla olan bu ilişkimizi unutuyoruz. Topraktan ayrı düştükçe de biz hem kendimize yabancılaşıyoruz hem de birbirimize yabancılaşıyoruz. Topraktan uzaklaştıkça, toprağın bağrındaki onlarca, yüz binlerce canlıyla bağlarımız koptukça o zaman sevgiyi, merhameti, hoşgörüyü de toleransı da unutuyoruz, daha zalimce uygulamalar içine giriyoruz. İnsanlar olarak birbirimize zulmediyoruz” ifadelerini kullandı.

Hayatın hikmetinin de sırrının da toprak olduğunu söyleyen Eker, “İnsanın sadık yari ve dostunun gerçekten toprak olduğunu, ‘Topraktan geliyoruz, toprağa gidiyoruz’ şuurunu kavramamız bakımından toprak bayramı etkinliklerini çok önemsiyoruz” dedi.
 1945 yılında çıkarılan Toprak Kanunu’ndan sonra 2011 yılına kadar Toprak Bayramı etkinliklerinin hiç kutlanmadığına dikkat çeken Eker, “Toprakların korunması konusunda bu kadar çaba içerisindeyken bunu değerlendirmemiş olmayı bir eksiklik olarak kabul ettik. 2011 yılından beri bu sene 4′üncüsünü idrak ediyoruz. Umarım bundan sonra tarımla, tarımın hakikatiyle olan bağlarımız güçlenir, toprağı daha iyi korur ve daha iyi güçlendiririz” diye konuştu.

“Toprak canlıdır, cansız değil” diyen Eker, “Bütün diğer canlılar; insan, bitki, ağaç gibi toprak da hassas, kırılgandır. Toprak da bir takım hastalıklara, bir takım kimyevi saldırılarla karşı karşıya geldiğinde yapısı bozulur ve hastalanır. Bütün canlıların sağlığını tekrar kazanması mümkünken toprak o kadar kırılgan ki eğer toprağa zarar verirsek betonlaştırırsak o toprağın geri gelmesi insanın zaman tasavvurunun ötesinde binlerce, onbinlerce yıl ister. O yüzden toprağa ne paha biçilebilir ne de yerine başka bir şey ikame edilebilir. Öyle eşsiz bir hazinedir toprak” değerlendirmesinde bulundu.

Son 10 yıl içerisinde toprak konusunda yapılan düzenlemeleri anlatan Eker, 2005 yılında çıkarılan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun bu çalışmaların temelini oluşturduğunu hatırlattı.

Bakan Eker, şunları kaydetti:

“540 bin hektar tarım arazisi yani 5 milyon 400 bin dönüm tarım arazisi eğer bu kanun çıkmasaydı o arazilerin tamamı amacı dışına çıkarılmış ve o topraklar elden gitmiş olacaktı. Tarım arazileri olarak Türkiye, 1926 yılında çıkardığı Medeni Kanun’la tarım arazileri babadan oğula geçerken bölünmek suretiyle de kayboluyordu. Parçalanıyor, parçalanıyor ve halı büyüğüne düşüp kullanılamaz hale geliyordu. Buna ait köklü düzenleme 2005, 2007 ve en son 2014 yılında çıkardığımız yasa ile bunun da önüne geçmiş olduk.
 Önemli bir husus şu: biz bu tarım arazilerimizin hepsinin parselasyonunu yaptık mı? Bunların hepsini bu süre zarfında tanımladık mı? Evet. 32 milyon 500 bin tarım parselinin tamamının hepsine birer vatandaşlık numarası verir gibi kimlik numarası verdik ve bunların her birinin toprak ve topoğrafya bilgileri, eğimi, bakısı… Bunların hangi vasıflarla kullanıldığını bize veren sağlayan sistemleri de kurduk. Bugün Türkiye’de üzerinde ziraat yapılan 32 milyon 500 bin tarım parseli var.”

Bu çalışmaların ilave adımlarını da attıklarını vurgulayan Eker, “Mesela sadece tarımsal üretimle ilişkili olarak değil bütün topraklarımızın verim kabiliyetlerine göre bunlarda eğer üretim yapılması mümkün değilse veya düşük üretime imkan veriyorsa bunların da tarım dışında kullanılmasına ihtimaline binaen planlamasını yapıyoruz. Gerek belediyelere, sanayiye, ticarete onların başvurmaları halinde biz onlara ‘Arkadaş sen verimli arazi de değil bak şurada verimsiz bir toprak var, bu tarıma elverişli bir toprak değil git sanayi tesisini orada yap veya şehirleşmeyi oraya kaydır’ diyoruz. Tıpkı hatalarımızın diplomaları bizim kadar olmasa bile bizden daha hikmet, bilgi ve sevgiyle verimli tarım arazilerini koruduğu gibi biz de düz ve verimli yerlerde üretim yapalım. Verimsiz ve engebeli yerlerde de yerleşimleri yapalım. Böylece ebedi servet alanımızı koruyalım. Bunları yapıyoruz” açıklamasında bulundu.

Tarım ovalarının korunmasına yönelik çalışmaları anlatan Eker, “Tarım ovalarını mutlak korumaya dönük yani hiçbir şekilde oralara dokunulmayacak şekle gelecek bir düzenleme çalışması yapıyoruz. Onları ayrıntılı planlarını, çalışmalarını yapıyoruz. Amacımız hiçbir şekilde kimse o alanlara müdahale etmesin” dedi.

“Ebedi servet alanımız topraktır, ebedi servet alanı tarımdır” diye konuşan Eker, şöyle devam etti:

“Diğer bütün alanlar bir gün servet olmaktan çıkar. Petrol, maden bir gün biter ama eğer toprak, verimli tarım arazisi varsa o coğrafyada yaşayan insanlara hayatlarını huzurla, saadetle, hikmet ve bilgiyle hayatlarını sürdürebilirler. Bugün kullandığımız teknolojik aletler olmadan da insanlık vardı, insanlık üretim yapıyordu ve bugünkünden daha huzursuz olduğunu söyleme iddiasında da herhalde hiç kimse bulunamaz. Bunun için mutlak surette verimli tarım arazilerinin korunması yönünde herkesin ortak bir idealle çalışası gerekiyor. Tek başına Tarım Bakanlığı’nın tek başına bizim üstleneceğimiz bir şey değil bu. Bizi eleştiriyorlar yani bazen bir belediye bazen bir ticaret, sanayi odası bazen fabrika sahibi, yatırımcı geliyor, yola yakın, en kolay yerde, maliyeti daha düşük, ‘Orada bir sanayi tesisi yapacağım veya bir rant alanı oluşturacağım’ diyor. Geliyor, ‘Efendim burayı bize verin siz yatırıma, istihdama karşı mısınız’ diyor. Bizi bununla suçluyorlar. Biz bunlara karşı direniyoruz, direnmeye de devam edeceğiz. Hukuk içerisinde elbette yatırımı, istihdamı artıracağız. Ama kısa vadeli değil uzun vadeli düşünelim ve fayda-masraf analizini uzun vadeli olarak yapalım. Onun için toprakla ilgili gerek mevzuat, tarım arazilerinin korunmasını, arazi kabiliyet sınıflandırmasının yapılmasını çok önemsiyoruz.”

Tarım arazileriyle ilgili arazi parsel çalışmaları çerçevesinde çok önemli faaliyetler yürüttüklerini bildiren Eker, “Bugüne kadar 32.5 milyon parselin herbirine ait eldeki verileri gerek uydu fotoğrafları gerek ortofoto gerek diğer verilerle tespit ettik. Bütün üretimi, verimliliği bunun üzerinden hesaplıyoruz, planlıyoruz, değerlendiriyoruz. Çiftiçilere ödediğimiz desteklemeleri de sahip olduğumuz bu bilgiler üzerinden yapıyoruz. Ama şimdi ortofoto ile Türkiye’nin bütün sathının sadece 32.5 milyon parsel tarım arazisini değil ekili, dikili, verimli, verimsiz ne kadar tarım arazisi varsa yaklaşık 3 aylık süre içerisinde fotoğrafını çekiyoruz. Bu bize referans noktası teşkil edecek. Bu her yıl yenilenecek sonra 5 yılda bir tekrarlanacak. Böylece mekanda, sahada, coğrafi alanda gerek tarım arazisi ve tarım dışı arazilerde herhangi bir değişiklik var mı, yok mu? Bir işgal, kaçak yapılanma var mı yok mu? Bütün bunları tespit edip buna göre takip, kontrol ve korunmasını yapacağız. Yarın bu çalışmayı başlatıyoruz” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin hasat dönemine girdiğine belirten Eker, dün itibarıyla buğday hasadının yüzde 9, arpa hasadının ise yüzde 16′ya ulaştığını vurguladı.

Eker, “Bu sene son ana kadar Allah kaza bela vermezse buğday ve hububatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu bekliyoruz. 2013 yılında 22 milyon buğdayla bir rekor kırmıştır, bu sene 22 milyon 500 bin ton buğday rekoltesi bekliyoruz. Diğer hububat türleri arpa, çeltik… Onlarla birlikte bu sene yaklaşık 38.5 milyon tonun üzerinde rekolte beklentimiz var. Böyle yıllarda ‘Üretici aleyhine durumlar gelişmesin’ diye tedbirler almak lazım. Dün konu Bakanlar Kurulu’nda da görüşüldü, Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) anadolu kırmızı sert buğday açısından buğday müdahale alım fiyatını belirdi” dedi.

TMO’nun 285 noktada alım faaliyeti gerçekleştireceğini açıklayan Eker, çiftçi kayıt sistemiyle kayıtlı üreticilerden belgelerindeki üretim miktarının tamamının satın alınacağını, bir kota konması söz konusu olmadığını bildirdi.

Bakan Eker, şunları kaydetti:

“Ürünlerini taahhütname karşılığında TMO’ya teslim eden çiftçiler yarından 10 gün içinde ürünlerini geri çekebilecek, emanete bırakabilecek veya satabilecek. Taahhütname karşılığında ürünlerini TMO’ya teslim eden tüccar ve sanayiciler ise yarından itibaren 10 gün içinde ürünlerini geri çekebilecek veya emanete bırakabilecekler. Ürünler bu yıl da fiziksel analizlerin yanında kimyasal analizlere göre fiyatlandırılacak ve kalitesine göre depolanacak… Kaliteli üretimi daha da teşvik etmek amacıyla kaliteli ürüne yüzde 3′e kadar verilen ilave fiyat bu yıl yüzde 7′ye çıkarılıyor. Kaliteli üretmek hem dünya piyasalarına sunacağımız ürün hem de ihtiyaçların giderilmesi hem de vatandaşlarımızın daha kaliteli ürün kullanma hakkından dolayı kaliteli ürünü teşvik ediyoruz. TMO üreticilerimizin iş yerleri önünde uzun süre beklemelerini önlemek amacıyla son 3 yıldır uyguladığı randevulu alım sistemine bu yıl da devam edecek.”

2015 yılı için Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğday müdahale alım fiyatının ton başına 862 TL olarak belirlendiğini bildiren Eker, “Protein oranı yüksek, süne oranı düşük olan buğdaylar kalite sebebiyle ayrıca yüzde 7′ye kadar ilave destek almakta. Bu fiyatlara ilave olarak Bakanlığımız tarafından ton başına buğdaydan 50 TL prim ödemesiyle gübre, mazot, sertifikalı tohumluk ve toprak analizi gibi destek ödemeleri yapılacak. Müdahale alım fiyatı olan 862 lira ton başına fiyata ilaveten Bakanlığımızca verilen destekler ve tutarı da ton başına 27 lira tutuyor. Dolayısıyla buğday üreticisinin Anadolu kırmızı sert buğday üreten ve satan kişinin ton başına eline artı 127 lira geçer ve 989 lira 1 ton buğday için devletten fiyat artı destek 989 lira ton başına yükselmiş oluyor. Açıklanan bu fiyatta üretici maliyete göre yüzde 48 oranında, ton başına 310 TL kar elde etmiş olacak” açıklamasında bulundu.
 Tarım Reformu Genel Müdürü Gürsel Küsek ise, “Bu bayramı ne kadar coşkuyla kutlasak azdır. Çünkü devrim niteliğinde yenilikler yapılıyor” dedi. Toprağın korunmasına yönelik yapılan çalışmaları anlatan Küsek, “Aslında ülke toprakları sadece savaşlarda kaybedilmiyor. Yaptığımız yatırımlarla savaşmadan toprak kazanmaya ve reformlar yapmaya devam ediyoruz. Toprağa sahip çıkma savaşının kazanılacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Balıkesir’den gelen kadın çiftçiler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e yanlarında getirdikleri ürünleri hediye etti. Hediye töreni sırasında Balıkesirli bir kadın çiftçi bütün bakanlardan destek beklediğini söyledi. Bakan Eker’e, kadınların arkasında durduğu için teşekkür eden kadın çiftçi, renkli anların yaşattı.

Daha sonra “2015 Uluslararası Toprak Yılı” etkinlikleri için bakanlık kampüsünde kurulan stantları dolaşan Bakan Eker, etkinliğe katılanlara kendi eliyle pilav üstü kavurma ikram etti.
 


Yayın Tarihi : 23.06.2015 / Okunma Sayısı : 3,621
İLETİŞİM
Macun Mahallesi 171. Cadde No:4 Yenimahalle / ANKARA
T : +90 312 327 00 00 (pbx)      F : +90 312 324 08 57      E-Mail : info@ankaratb.org.tr