22.09.2023 / Ankara

Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Fuat Oktay ile Ankara Millet Vekilleri Leyla Şahin Usta, Ahmet Fethan Baykoç, borsamızı ziyaret ederek Ankara’nın tarım ve hayvancılığını Ankara Ticaret Borsası (ATB) Yönetimi ile istişare etti.

Ankara’nın tarımsal kalkınması için gereken kamu desteğini, tarım sektörünün temsilcilerine soran  Milletvekilleri, sektör temsilcilerini dikkatle dinleyerek not aldı. Toplantının başında borsanın işlev ve faaliyetlerine değinen ATB Başkanı Faik Yavuz, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Ankara Ticaret Borsası’nın en önemli özelliği öncü ve örnek borsa olmasıdır. Ben görevim icabı birçok ülke gördüm.  Bütün dünyanın en güzel örneklerini alıp Ankara’ya uyarlamaya çalıştım. Bunların en önemli örneklerinden biri de ATB Et Borsası’dır. Ankara’nın etinin önemli bir kısmı bizim borsamızda işlem görür. Ankara’ya buradan dağıtılır. Bunun yanı sıra Türkiye’de yine ilk üç lisanslı depodan biri olan Ahiboz’daki Lisanslı Depolarımız, Şereflikoçhisar’da Borsa Satış Salonu ve Tüccar ofislerimiz, Canlı Hayvan Borsamız ve Mezbahamız gibi pek çok tesisi Ankara halkının hizmetine kazandırdık. Bundan sonra da bu şekilde devam edeceğiz.

Bizim tabi en büyük görevimiz öncelikle arz talep dengesini sağlamak ve bu doğrultuda oluşan fiyatı ilan etmektir. Bu sayede TÜİK gibi kurumlarımıza rehber olduğumuz gibi, devletimize de gereken bilgi akışını sağlayarak, gösterilmesi gereken reaksiyonlar konusunda yardımcı oluyoruz.

Ankara’da kuraklık bekliyoruz

Tarım, önümüzdeki dönemde en önemli sektör olacak. Çin gibi, Hindistan gibi ülkeler diyetlerini değiştirdi. Artık onlar da yemeklerinde çeşit arıyor. Bu da gıda fiyatlarını ister istemez artırıyor. Artışın önüne geçmemiz için üretimde verimi artırmalıyız.Bizim güneşimiz var toprağımız var. En büyük ihtiyacımız su. Bir yığın akarsuyumuz, deremiz denize akıyor. Bunları geri çevirip, sulamada kullanmamız mümkün. Bu sayede verimi artırabiliriz.

İklim değişikliğinden dolayı Ankara’da maalesef bir kuraklık bekliyoruz. Ankara’nın Hirfanlı barajı var. Bu barajı tarım için değerlendirebiliriz. Beypazarı’nda Sarıyer barajımız var. Bu barajları tarım için kullanabiliriz. Bunun yanı sıra suyu az isteyen ürünlere ağırlık vermemiz de önemli. Bu ürünlerin desteklenmesi lazım.

Son zamanlarda İç Anadolu’da çok ciddi bakliyat üretimi başladı. Üretilen bu bakliyat, merkezi orada olduğu için Mersin’e gidiyor. Burada kalibre ediliyor, paketleniyor, daha sonra geri getiriliyor. Bunun için biz bir adım attık, bakliyat eleme, kalibre etme ve paketleme tesisi için proje geliştirdik. Şimdi bu projeler bakanlıktan onay bekliyor.

Hayvancılığın beş ana sorunu var

Hayvancılık Türkiye’de tarım toprağının israfı olarak görülüyor. Bu zihniyeti değiştirmemiz lazım. Hayvancılık profesyonel bir şekilde yapılırsa, küçük bir araziden çok büyük katma değer elde edilebilir. Hollanda modelini, Amerika modelini kendimize örnek almamız lazım. Hayvana sadece yem vererek hayvancılık yapılmaz. Verimli bir model değil bu. Bunun dışında hayvancılıkta beş ana sorun var.

Öncelikle ırk sorunumuz vardı. Şimdi bu sorununu neredeyse çözdük. Bu sorun %80-85 oranında çözülmüş gibi görünüyor. Şu anda çok daha verimli ırklar yaygın şekilde kullanılıyor.

İkincisi ölçek sorunu. Aile işletmelerimizi maalesef göz ardı ettik bu işletmeler birer birer kapandı. Küçük çapta hayvancılık yapan işletmelerimizi desteklememiz, tekrar tarıma kazandırmamız lazım.

Üçüncüsü sağlık sorunu. Buzağı ölümlerimizin önüne geçebilirsek, bugün bizim et ithal etmemize gerek kalmıyor. İthal ettiğimiz hayvan sayısı ölen hayvan sayısı kadar.  

Dördüncüsü mera alanları. Mera alanlarını hayvancılık yapan üreticiye kapattık. Mera alanlarımızı küçülttük, kaybettik. Bu alanları tekrar hayvancılık yapan çiftçilerimizin kullanımına açmamız gerekiyor.

Son olarak yem maliyeti sorunu. Bir besi hayvanının en büyük masrafı yem maliyetidir. Hayvanları yayarak yetiştirmemiz gerekiyor. Yem maliyetini düşürdüğümüz takdirde et fiyatları kendiliğinden gerileyecektir.

Doktor hastanın ayağına geldi

Faik Yavuz’un açılış konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Fuat Oktay söz aldı. Oktay konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Biz Ankara’ya söz verdik, milletimize söz verdik. Ankara’yı bir bütün olarak görüp, 5 yıl boyunca elimizden gelen hizmeti en iyi şekilde vermeyi hedefledik. Sorunları sınıflandırdık ve sistematik bir şekilde çözmeye amaçladık. Bunların biri de tarım alanındaki sorunlar. Ankara dün memur şehriydi, bugün sanayi alanında ciddi bir atılım yaptı. Gelişmeler güzel olsa da şu dikkatimizi çekti; Ankara, tam olarak imkânlarını kullanamayan bir şehir.

Tarım alanındaki sorunları ele alırken, şehirleşme olsun, alt yapı olsun, iklim değişikliğinin olumsuz ve daha önce hiç yaşamadığımız etkileri olsun hepsini dikkate alarak, ülkemizin önceliklerini gözeterek, olabildiğince kendi imkân ve kaynaklarımızı kullanarak bir rota hedefledik.

Bu rotayı belirlerken Türkiye’nin genelinden sıyrılıp Ankara özelinde ne yapabiliriz? Bugün buraya bunu konuşmaya geldik. Aslında şunu diyebiliriz; doktor hastanın ayağına geldi.

Türkiye’de tarım, iklim ve mevsim koşullarına bağlı, her şey normal giderse kendimize yetiyoruz ancak gitmediği takdirde sorunlar başlıyor. Bu sorunları çözerken hep birlikte bu yolu yürümemiz lazım. Ankaralı iş insanlarımızla beraber çözüm üretmemiz gerekir.

Ayaş, Beypazarı, Nallıhan gibi ilçelerimize baktığımızda, bazı ürünlerde bırak Ankara’yı, Türkiye’ye yetecek kapasitede bir üretim var. Ankara’da üretilip, Türkiye’de İlk üçe giren birçok ürün var. Kalecik örneğin; Özbek üzümü üretiliyor ve muhteşem kalitede üretiliyor. Aynı zamanda turizm potansiyeli de bu üretimin yan ürünü gibi geliyor. Böyle örnekleri çoğaltıp, bunları aynı zamanda bilinir hale getirmemiz gerekir.

Tarım bugün her zamankinden önemli. Özellikle savaş ve pandemiden sonra tarım, savunma sanayiden daha önemli bir hale geldi. Tarıma gereken özeni göstermeli, tersine göçü başlatacak ortam yaratmalıyız.

Benim bu toplantıda öğrendiğim iki önemli veri var. Birincisi Ankara Türkiye’de bakliyatta lider konuma gelebilir. İkincisi barajlarımızı yeterince kullanabilirsek, Ankara’nın balık ihtiyacını karşılayabilecek bir potansiyele ulaşılabilir.

Bu toplantımız bir başlangıç olsun, bunun üzerine çalışıp düşünüp bir sonraki toplantımızda somut adımlar atalım.

Konuşmaların ardından, ATB Yönetim Kurulu Üyeleri öneri ve taleplerini dile getirdiler.

Toplantıya Ak Parti Ankara Milletvekillerinin yanı sıra, Ak Parti Yenimahalle İlçe Başkanı ve ATB Yüksek İstişare Üyesi Abdülkadir Aydoğan, ATB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Kemal Coşgun, ATB Yönetim Kurulu Üyeleri Hasan Ersan, Murat Başar, Atilla Süslü, Yahya Şahin, Yılmaz Arpaç ve ATB Genel Sekreteri Eyüp Şenol Ömeroğlu katıldı.