Üye Girişi
ATB BİLGİ PANELİ
Mobil Linkler
ETKİNLİK TAKVİMİ
BORSAVİZYON
Borsavizyon Dergisi
ANKET
Memnuniyet Anketi
Üye Memnuniyet Anketi
SERTİFİKALAR
LİNKLER
"Türkiye Ekonomi Şurası" TOBB'da gerçekleştirildi

21.01.2019 / Ankara
 
Türkiye Ekonomi Şurası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili Bakanların katılımıyla TOBB İkiz Kuleler'de gerçekleştirildi. Şuraya Ankara Ticaret Borsası’ndan (ATB) Meclis Başkanı İbrahim Öztürk, ATB Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Sayman Üyesi Faik Yavuz ve ATB Genel Sekreteri Eyüp Şenol Ömeroğlu katıldı.
 
Hisarcıklıoğlu, Şura'nın açılışında yaptığı konuşmada, 1 yıl önce başlatılan Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nın yıl dönümü dolayısıyla şehitleri andı, gazilere şifa diledi.
 
Oda ve borsa başkanlarının, tüm ülkede ve yerelde hangi ekonomik sıkıntıları yaşadıklarını tespit ettiklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Biz şimdi tüm bunları, il bazında ve ayrıca bakanlıklara göre tasnif ediyoruz. Şuradan sonra tamamını size ve her birini ilgili kamu kurumlarına ileteceğiz. Elbette, bizler için en önemli teşvik, bugünkü gibi devletimizi yanımızda görmek." diye konuştu.
 
Karşılaşılan her tür engele ve ekonomik saldırılara rağmen sektörlere sağlanan kolaylıkların moralleri yükselttiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Dünya Bankasının "Doing Business Raporu"na göre Türkiye'nin, geçen yıl en çok reform yapan ilk 10 ülke arasında yer aldığını söyledi.
 
Hisarcıklıoğlu, "İş ve yatırım ortamında 17 basamak birden sıçrayarak, 60'ıncı sıradan 43'üncü sıraya ilerledik ve tarihimizdeki en üst sıraya yükselmiş olduk." ifadesini kullandı.
 
-"100 bin KOBİ'mize düşük faizli kaynak sağladık"
 
Son 3 ayda TOBB olarak bir ilki daha gerçekleştirdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: 
 
"Bankalarla birlikte tüm Anadolu'yu dolaştık. Burada şunu gördük, KOBİ'lerin en büyük sıkıntısı nakit açığı. Finansmana erişimde büyük sıkıntı var. Yüksek kredi faizleri, bir türlü reel sektörümüzün yakasını bırakmıyor. İşte bu ortamda, yüksek faize karşı sizin gösterdiğiniz hassasiyet ve mücadele, bizlere güç ve moral veriyor. Bizler de sizin, bu konudaki çağrınıza, ilk ve en somut katkıyı verdik. TOBB, odalar ve borsalar, tüm kaynaklarını bir araya getirdi, bugüne kadar ülkemizde ticari kredilere uygulanmış en düşük faiz oranıyla KOBİ'lerimize Nefes Kredisi temin ettik. Yaklaşık 100 bin KOBİ'mize düşük faizli 12 milyar lira kaynak sağladık. Sizin tabirinizle 'finansmanda inovasyon' yaptık." 
 
Yaşanan bazı gelişmelerin dünyada ticareti, yatırımı ve fon akışını olumsuz etkilediğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği tüm kazanımların temelinde, güven ve istikrarın yattığını bildirdi. 
 
Hisarcıklıoğlu, cesur ve ezber bozan yeni yatırım hamlesinin, küresel rekabette Türkiye'yi öne çıkaracağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
 
"Bu tekerlek, bu tümsekte kalmayacak. Allah'ın izniyle yola devam edeceğiz. El birliğiyle Türkiye'yi yeniden tempolu büyüme sürecine kavuşturacağız. Türk özel sektörü, yani bizler de dün olduğu gibi yarın da ülkemizi daha güçlü, daha zengin, daha müreffeh yapmak için üretmeyi, emek vermeyi sürdüreceğiz" diyerek sözlerini sonlandırdı.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkanlar:
 
"Döviz kurunda başlayan ve ekonomiyi tehdit eden sıkıntıların aşılması için gereken tedbirleri sizlerle birlikte uygulamaya koyduk. Biz hep birlikte Türkiye'yiz.  Türkiye'nin en büyük sorunu dışarıda rekabet ettiği güçler değil, kendi içindeki bir takım kifayetsizlerdir. Bunlar kendi insanlarına güvenmedikleri için hep birilerinin gölgesi altında, birilerinin emrinde hareket etmişlerdir. 
 
Herhalde bunlar sanıyorlar ki Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille indi. İçerideki insanları ve imkanları da bir kaya kovuğundan çıktı... Bunlar böyle zannediyor. Biz ülke ve millet olarak çok güçlü bir müktesebata sahibiz. Bu konuda çok önemli çalışmalar yapmış bilim insanlarımız bulunuyor. 2019'u Prof. Dr. Fuat Sezgin yılı ilan ettik. Osmanlı'yı ve daha önceki ecdadı Avrupa kapitalizmiyle değerlendirmeye kalkanlar orada aradıklarını bulamıyorlar. Dönemin şartları gereği iktisadi sistemin omurgasını oluşturan Osmanlı toprak sistemi başlı başına bir dünyadır.
 
Mesela 17'nci ve 18'inci yüzyıllarda kuyumculuk, boyacılık, deri ve dokuma işleri aynı zamanda ülkenin ciddi ihracat kaynağı haline dönüşecek şekilde ilerlemişti. Fransız konsolosunun hayretle ülkesine bildirdiğini görüyoruz. Fransız iş adamı, Osmanlı'da üretilen gümüş tellerin daha kaliteli oluşundan hayranlıkla söz ediyor. Kumaş boyada öyle ileriye gitmişti ki Avrupa'daki bir çok firma ipliklerini İzmir'e getirip boyatıp sonra ihraç ediyordu. Bu dönemde İstanbul'daki boya, ayakkabı imalatı, bakır kalayı gibi alanlardaki başarılı ustalardan bazılarının çok cazip imkanlarla Avrupa'ya transfer edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bizim ecdadımız bırakın geri olmayı, Avrupa'nın önünde yer alıyordu. Elbette hakkın ve halkın yanında olmanın bir bedeli vardı.
 
Avrupa'nın kitlesel sanayi üretimine başlamasının ardından Osmanlı da boş durmamış, kendi ihtiyacını karşılamaya yönelik bir takım hamleler yapmıştır. Bu dönemdeki reformların her biri, iktisadi reformlarla da desteklenmeye çalışılmıştır.
 
Ülkemizde halen faaliyet gösteren pek çok kurumun 150 yıllık, 200 yıllık geçmişi vardır. Biz de 2200 yıllık devlet geleneğimizin günümüz ihtiyaçlarına uygun yeni bir aşaması olarak gördüğüm Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile geleceğe büyük bir miras bıraktığımıza inanıyorum. 
 
Dikkat ederseniz biraz önce iktisadi sistemi adalet temelinde kurduğunu söyledim. Kur faiz enflasyon üçgenindeki dalgalanmada maalesef bazı kesimler iyi bir imtihan veremedi. Dalgalanmayla asla orantılı olmayan fiyat artışlarıyla ilgili örnekler her gün karşımıza geliyor. Mal ve hizmet fiyatlarında bu akıl ve ahlak dışı artışların sebebi üzerinde hep birlikte düşünmeliyiz. Devlet, teşviklerle, indirimlerle, yapılandırmalarla, bu süreçte reel sektörümüzün ve milletin üzerindeki yükleri azaltmak için elinden geleni fazlasıyla yapmıştır. Buna karşılık birileri piyasanın şartları kılıfıyla fırsatçılığa yönelmesi üzüntü vericidir. 
 
Fırsatçılara uyarı:
 
Madem ki biz "komşusu açken tok yatan bizden değildir" diyen medeniyetin mensubuyuz; öyleyse son dönemde yaşanan hadiseler karşısında kendimizi sorguya çekmek zorundayız. Şüphesiz kimseye zararına iş yap demiyoruz. Ancak faiz oranları düşmüş, enflasyon belli oranda düşmüş. Bakıyorsunuz marketlerle hala sebze meyve vesaire fiyatlar düşmüyor, onlar hala yükseliyor. Bunu ne ile izah edeceğiz? Öyleyse bize düşen nedir? Bu marketlerde eğer kalkıp benim halkımı sömürge mücadelesini devam ettirenler varsa, bunun hesabını sorma görevi bizimdir ve hesabını sorarız. Her şey ortada, rakamlar ortada, üreticiden çıkışı ortada. Ama bakıyorsunuz bunlarda en ufak bir oynama düşüş söz konusu değil. Hala vatandaşımı nasıl sömürürüm... Herkesi ben bu konuda vicdana, insafa ve hepsinden önemlisi ahlaka davet etme görevliliği noktasındayım. Şikayetleri kulak arkası edemeyiz. 
 
Krizi fırsata çevirme... Yanlış anlayanlara doğruyu anlatmamız lazım. Halbuki bu sözle kast edilen, elindeki mala olması gerekenden fazla fiyat istemek değil. Boşlukları görerek yeni atılımlara girmektir. İhracat ne demek istediğimi çok iyi anlarlar. İhracatta Rusya pazarında sorun çıktı, Avrupa pazarı sıkıntıya girdi. Güney komşularımıza ulaşmakta zorluk çektik. İhracatçılarımız ne yaptı? Afrika'ya gitti, Asya'ya yüklendi, diğer coğrafyaları araştırdı” dedi. 


RESİMLER

Yayın Tarihi : 21.01.2019 / Okunma Sayısı : 1,251
İLETİŞİM
Macun Mahallesi 171. Cadde No:4 Yenimahalle / ANKARA
T : +90 312 327 00 00 (pbx)      F : +90 312 324 08 57      E-Mail : info@ankaratb.org.tr